Kolajen Nedir? Ne İşe Yarar? Kolajen Faydaları Nelerdir?
Kolajen deyince ilk olarak aklımıza cilt bakımı, güzellik gibi konular gelse de aslında kolajen tüm vücudumuzda bulunan işlevsel bir protein türüdür. Tüm vücut ağırlığının %6’ sını kolajen oluşturur. Vücudumuzdaki bağ dokusunun büyük bir bölümünü oluşturan kolajenin, yaşın ilerlemesi ile birlikte vücuttaki üretimi azalır.
Vücuttaki kolajenin azaldığını gösteren en önemli gösterge cildin esnekliğini kaybetmesi ve kırışıklıkların artmasıdır. Aynı zamanda kıkırdak dokusu zayıflar, buna bağlı olarak eklem rahatsızlıkları görülebilir. Peki bu önemli protein nedir? ne işe yarar ve faydaları nelerdir? birlikte inceleyelim.
Kolajen Nedir?
Kolajen, fibroblastlar ve hücreler tarafından oluşturulan bir protein türüdür. Vücutta bulunan proteinlerin üçte birini oluşturan kolajen, adeta vücudumuzun parçalarını bir arada tutan bir çimento gibidir.
Kolajen molekülleri insan vücudunda çok farklı formlarda bulunsa da en yaygın dört farklı şekilde bulunur. Yaygın Kolajen tipleri şöyledir;
Tip 1 kolajen
Vücutta bulanan kolajenin %90’nını oluşturur. Kemik, deri, tendon, kıkırdak ve diş yapısında kullanılır.
Tip 2 kolajen
Eklemlerde bulunur.
Tip 3 kolajen
Kas, damar ve organlarda bulunur.
Tip 4 kolajen
Cilt katmanlarında bulunur.
Kolajen Ne İşe Yarar?
Özellikle cilt için büyük öneme sahip olan kolajen, cilde parlaklık ve esneklik sağlar. Cildimizin yaklaşık %70’i kolajenden oluşmaktadır.Vücudumuzda bulunan organları korur, kemik ve kasları bir arada tutar.
Özellikle kemik dokuların organik kısmı için oldukça önemlidir. Kemik dokunun esnekliği ve dayanıklılığını sağlayan organik kısmının yaklaşık olarak %90’nı kolajenden oluşur.
Yaşın ilerlemesi ile kemik dokuların organik kısmında meydana gelen kolajen miktarındaki azalmalar ile ilerleyen yaşlarda meydana gelen kemik doku problemleri arasında anlamlı bir ilişki vardır.
Kolajen Faydaları Nelerdir?
Dünyada ve ülkemizde her geçen gün popülerliği artan kolajen vücudumuzun önemli yapı taşlarından biridir. Kolajen faydaları; saç sağlığı, yüzdeki kırışıklıkların giderilmesi ve kalp sağlığına kadar birçok alana etki eder.
- Yaşlanmayla birlikte ciltte kolajen azalmaya başlar ve kırışıklıklar oluşur. Kolajen takviyesi ile ciltteki kolajen yoğunluğu artar, kırışıklar azalır ve daha genç bir görünüm elde edilir.
- Kolajen kıkırdak üretiminde de kullanılan bir protein olduğu için kemiklerin uç kısmında bulunarak eklemlerin rahat hareket etmesini sağlar.
- Eklemlerde kolajen azaldığı zaman bu bölgeler zarar görür, hareket kabiliyeti azalır ve ağrılar oluşabilir.
- Vücudunuzda kolajen üretimini arttıracak önlemler ile bu tür problemlerin önüne geçebilirsiniz. Vücudunuzda kolajen üretimini arttırmak için kolajen üreten hücrelerin aktive edilmesi gerekir. Bu hücrelerin başlıcaları fibroblastlar, kondroblastlar ve osteoblastlardır.
- Bu hücrelerin insan vücudunda ilerleyen yaşla birlikte aktivitelerinde anlamlı düzeyde azalmalar oluşur. Bilimsel yayınlarda; arı sütü, biberiye, zerdeçal vb. kuvvetli antioksidan özellik gösteren doğal ürünlerin bu hücrelerin aktivitelerini artırdığı gösterilmiştir.
- Ayrıca insan vucüdunda kolajen sentezinin yapılabilmesi için düzenli ve yeterli mikarda protein ve C vitamini alınması gerekir. Özellikle C vitamini insan vücudunda kolajenin sentezlenebilmesi için olamazsa olmaz bir maddedir. Yokluğunda yeterli miktarda amino asit olsa bile kolajen sentezi gerçekleştirilemez.
- Kolajen faydaları bu kadarla da sınırlı değildir. Saç köklerinin daha sağlıklı kalmasını sağlamak da bu faydalar arasındadır. Yaşlanmaya bağlı olarak meydana gelen saç zayıflaması ve beyazlaması sorununun yavaşlatılmasında da kolajen etkilidir.
- Kolajen takviyesi, kas kütlesini de artırmaya katkı sağlar. Daha sağlıklı bir vücuda kavuşmak isteyenler için kolajen takviyeleri kullanabilir.
Kolajen İçeren Besinler Nelerdir?
Son yıllarda kendisinden çokça bahsettiren kolajen, cilt sağlığı açısından büyük önem taşır. Yaşla birlikte vücudumuzdaki kolajen miktarındaki azalmanın önüne geçmek için özellikle vücut direncini artıran besinler başta olmak üzere beslenme alışkanlıklarına dikkat etmek oldukça önemlidir.
Sağlıklı beslenmenin yanı sıra bazı gıdaları düzenli kullanarak kolajen üretimine katkı sağlamak mümkündür. Bu gıdalar arasında; kemik suyu, beyaz et, balık ve yumurtanın beyazı (yeterli miktarda C vitamini varlığında) yer alır.
Ayrıca protein kaynağı olan diğer bitkisel ve hayvansal gıdalar da kolajen kaynağı olarak değerlendirilebilir. Bilinmelidir ki, kolajen doğrudan vücuda alınamaz her protein gibi ilk önce sindirilerek yapıtaşları olan amino asitlere ayrıştırılır. Daha sonra vücutta biyolojik olarak sentezlenerek ilgili dokularda fonksiyonunu gösterir.
Burada kolajen kaynağı kadar önemli birkaç besin grubundan da bahsetmek gereklidir. Bunlar kolajenin insan vücudunda sentezlenebilmesi için gerekli olan ve vücudumuzda depolanamayan C vitamini kaynağı besinlerdir. Bunlara örnek; trunçgiller, yeşil, mor ve turuncu meyve ve sebzelerdir.
Ayrıca kolajenin fiziksel veya kimyasal etkilere (UV) karşı dayanıklı olmasını sağlayacak antioksidan içerikli (ahududu, böğürtlen vb ile antioksidan özellikli gıda takviyeleri) beslenme oldukça önemlidir.
En İyi Kolajen Takviyesi
Vücuttaki kolajeninin azalmasını; beslenme, kötü alışkanlıklardan uzak durmak gibi tedbirlerle önlemek belli bir yaşa kadar mümkündür. Ancak yaş ilerledikçe vücudun ürettiği kolajen miktarı giderek azalır.
Kaybedilen kolajenin geri kazanılması bahsetiğimiz besinlerin dengeli ve düzenli olarak tüketilmesi ile takviye edilemiyorsa, özel hazırlanmış gıda takviyeleri ile sağlanabilir. Eğer kolajen takviyesi toz şeklinde alınacaksa 10gr. kadar, pepdit şeklinde alınacaksa 2,5 gr. miktarında olması tavsiye edilir.
Kolojen takviyeleri genel de balık yağı, sığır yâda tavuktan elde edilir ve genellikle tablet, kapsül ya da sıvı şekilde bulunabilir. Bu formlardan birini tercih edebilirsiniz. Likit şekilde tüketilen kolajen takviyelerinin vücuda hızlı emilebilir.
Kolajen takviyeleri arasında yer alan bir diğer yöntem olan küçük parçalara ayrılmış olan peptid kolajen oldukça sık tercih edilir. Bununla birlikte toz ve tablet ürünlerin emilimi daha az olmaktadır. Ayrıca kolajen takviyelerinin içinde, proteinin sentezine destek olan bakır, çinko, C vitamini, koenzim ve antioksidanlar bulunması kullanılan ürünün etkisini artırabilir.
Kolajen İçeren Kremler Cildimizi Gençleştirir mi?
Kolajenin krem vb. lokal uygulamalarla cilt üzerinde yaşlanmayı önleyici etkileri olduğu iddia edilse de molekül büyüklüğü göz önüne alındığında kolajen moleküllerinin cildin alt tabakalarına geçişi bilimsel olarak mümkün değildir.
Kolajen 300-350 kilodalton ağırlığına sahip bir moleküldür. Bu büyüklükte bir molekülün cildin iç tabakalarına geçişi ve orada fonksiyonel bir görev üstlenebilmesi olanaksızdır. Kolajen en küçük parçalarına; enzimatik hidroliz yöntemi ile ulaşılır.
Bu yöntemle elde edilen kolajen peptidlerinin molekül ağırlığı ancak 2-6 kDa'a kadar düşürülebilmektedir. Yani en küçük kolajen parçacığı yaklaşık olarak insülin hormonu büyüklüğü ile aynı boyutta sahiptir.
Bilindiği üzere insülin kullanan hastalar, insülin içeren kremleri ciltlerine uygulayıp hormon ihtiyaçlarını bu şekilde gideremezler. Bu büyüklükteki bir molekül enjeksiyonla vücuda verilmesi gerekir.
Kolajen hidroliz edilmeden ise 19 amino asitli devasa boyutu ile insülin molekülünün 60-70 katı büyüklüğündedir. Bu boyuttaki kolajenin cilt gözeneklerinden geçebilme ihtimali kapı genişliğinden konteynırın geçmesi ihtimali kadar zordur.
Fakat kolajen içeren kremler diğer peptit bazlı kremler gibi iyi düzeyde UV ışınlarını filtre etme özelliğine sahiptir. Cilde sürüldüklerinde gözeneklerden geçemeyecekleri için cilt üzerinde UV ışınlarını süzen bir tabaka oluşturup cildi güneşin zararlı ışınlarına karşı koruyucu etki gösterebilirler. Böylece özellikle cilt lekelenmelerine karşı önleyici bir etki oluşturabilir.
Kolajen Kaç Yaşında Kullanılır?
Gerek kolajen kaynağı besinler, gerekse kolajen sentezinin sağlanabilmesi ve kolajenin insan vücudunda stabil kalabilmesine yardımcı olan, C vitamini ve antioksidan kaynağı besinler yaşam döngüsünün her döneminde alınması gereken besinlerdir.
İnsan proteinlerinin %30’ unun kolajen olduğu dikkate alındığında bu besinler sadece yaşlılık dönemi için değil aynı zamanda büyüme ve gelişmenin çok hızlı olduğu çocukluk ve ergenlik dönemleri içinde oldukça önemlidir.
İnsan organizmasında; 30’lu yaşlara kadar yapım/yıkım dengesinde yapım, yani inşa faaliyetlerinin daha yoğun olduğu bir dönem vardır. 30-35’li yaşlarda yapım ve yıkım süreçlerinde bir dengeden bahsedilebilir. 35 yaş üstünde de yıkım faaliyetlerinin yoğunluğu artar. Bu faaliyetler ve sonuçları yaşlanma olarak adlandırılabilir.
Özellikle 35’li yaşlardan sonra yaşlanma süreçlerini mümkün olduğunca geciktirmek ve/veya önleyebilmek için kolajen kaynağı ve insan vücudunda sentezlenebilmesi için gerekli besinleri dengeli ve düzenli tüketmek gerekmektedir.
Kolajen takviyesi besin takviyesi olarak alınacaksa, 30-50 yaş arasında yılda 2 defa kullanılabilir, 50 yaşından sonra ise yılda 3 kez kullanılması tavsiye edilir.
Kolajenin kullanım süresi yaşa göre değişiklik gösterse de bireysel ihtiyaçlara göre planlama yapmak gerekir. Genelde kolajenin etki edebilmesi için en az 3 ay düzenli şekilde kullanılmalı ve sabah aç karna alınmalıdır.
Kolajen Takviyesi Önerileri
Piyasada kolajen takviyesi olarak satılan bir çok ürün bulunmaktadır. Doğrudan kolajen kaynağı olabilecek ana gıdaları incelediğimizde genellikle hayvansal kökenli gıdalar oldukları aşikârdır. Hatta genellikle doğal gıda takviyesi olarak kullanılan kolajenin kaynağı genellikle tavuk ve balık ürünleridir.
Fakat vegan hayat tarzını belirleyen insanların kolajen ihtiyaçları da bir şekilde karşılanmaktadır. Önemli olan kolajen sentezine imkan sağlayacak amino asitleri gıdalardan bir şekilde sağlamaktır.
Vegan hayat tarzını benimseyen insanlar veya doğada insanlardan çok daha fazla kolajen kütlesine sahip hayvanlar (ör: sığır) kolajen kaynağı olarak bitkisel proteinleri kullanırlar. Bu noktada önemli olan vücudun kolajen üretimi için gerekli olan amino asitleri beslenme yoluyla dengeli ve düzenli olarak almasıdır.
Kolajen alımı besinler yolu ile olabileceği gibi dengeli ve düzenli beslenemeyenler için kolajen içeren gıda takviyeleri ile de olabilir. Bu seçim kişinin bütçesi ve alışkanlıkları ile alakalı olarak değişebilir.
İster besinler yolu ile ister gıda takviyesi olarak kolajen besinleri alındığında vücudumuz tarafından uygulanan işlem aynıdır. Her iki durumda da tükettiklerimiz proteinlere yapılan işlemlere yani sindirime tabi tutularak amino asitlere ayrıştırılırlar.
Şöyle ki, cildiniz için kolajen içeren bir gıda takviyesi aldınız, bu kolajen olarak vücudunuza girmez aminoasitlere kadar ayrıştırılarak emilir. Vücudunuzda cildiniz için kullanılacağının da bir garantisi yoktur. Cildiniz için kullandığınız kolajen kaynağından elde edilen amino asitler vücudunuzun ihtiyacı olan insülin hormonunun sentezinde veya farklı amaç için kullanılabilir.
Hatta vücudunuzda yeterince C vitamini olmaz ise kullanacağınız kolajen kaynakları vücudunuzda kolajene dönüşemeyebilir. C vitamini vücudumuzda depolanamadığı için dengeli ve düzenli olarak dışarıdan besinler yolu veya gıda takviyesi olarak alınmalıdır.
Kolajenin Yan Etkileri Var Mıdır?
Kolajen takviyeleri oldukça sık kullanılan takviyelerden biridir. Kullanıcılar arasından şimdiye kadar yan etki görüldüğüne dair bir veri yoktur. Fakat takviyeler bazen basit sindirim sorunlarına ya da ağızda kötü bir tat kalmasına sebep olabilir. Bu ürünlerin içeriğinde vitamin ve mineraller de bulunur.
Kolajen takviyesini kullanmadan önce mutlaka içeriği dikkatlice incelenmelidir. Herhangi bir maddeye alerji durumu olup olmadığına bakılmalıdır. Hamile ve çocuklarda kullanımı için mutlaka takviyenin uyarı bölümleri dikkate alınmalıdır.
Kolajenin Fiyatları
Kolajen fiyatları ürünün markasına ve içeriğe göre geniş bir aralıkta belirlenir. Üretilen firmaya göre ve kullanılan içeriklere göre fiyatlar değişmektedir. Elde edilen orjin sığır, domuz, balık ve tavuk kolajenlerinin fiyatları farklı farklıdır.
Bu tür sağlıkla ilgili takviye ürünler alınırken ürün açıklamaları dikkatli okunmalı ve güvenilir takviye gıda firması tercih edilmelidir. Bu firmalar tercih edilirken hammadde sertifikalarının (helal, kosher, alerjenik özellikler vb) mevcut olup olmadığı ve içeriği dikkatlice incelenmelidir.
Yorum Yap